Padd Solutions

Converted by Falcon Hive

Bu dersimizde İngilizce was were konusu ile ilgili bilgiler vermeye çalışacağız. Konu içerisinde örnek olarak olumlu, olumsuz ve soru cümleleri vereceğiz. Derslerimiz, hangi sınıf, level-seviye olursa olsun, İngilizce öğrenmek isteyen herkese hitap etmektedir.


İngilizce was-were, to be fiilinin geçmiş zamandaki karşılığıdır. Am-is-are yardımcı fiillerinin geçmiş zaman halleridir.

Aşağıdaki tablodan olumlu, olumsuz ve soru yapılarını öğrenebiliriz.

+
-
?
I was - You were - He/She/It was - We were - They were
I was not - You were not - He/She/It was not - We were not - They were not
was I? - were You? - was He/She/It? - were We? - were They?


  • Aşağıdaki örnek cümleleri inceleyelim:

In summer 1990 I was in Brazil.
(1990 yazında Birezilyadaydım.)

We were very happy to see you yesterday.
(Dün seni gördüğümüze çok sevindik.)

Lunch was OK, but the vegetables were not very good.
(Öğle yemeği güzeldi, ama sebzeler çok iyi değildi.)

It was cold and dark, and we were tired.
(Hava soğuk ve karanlıktı, ve çok yorgunduk.)

  • Olumsuz cümle oluştururken yardımcı fiilden sonra not getirilir.

Was not – were not
Kısaltarak şöyle yazabiliriz:
Wasn’t – weren’t

Aşağıdaki cümlelere bakalım:
The lesson wasn’t interesting. It was boring.
(Ders ilgi çekici değildi. Sıkıcıydı.)

You weren’t late. Actually, you arrived 10 minutes early.
(Geç kalmadın. Açıkcası 10 dakkika erken vardın.)

  • Soru cümlesi oluştururken de was-were cümlenin başına getirilir.

Was Ann at home yesterday?
(Ann dün evdemiydi?)

Was the party good?
(Parti iyimiydi?)

Was your father a teacher?
(Baban öğretmenmiydi?)

İngilizce Hikaye Çalışması

Devamını Okuyun / Read More >>>

KPDS MAYIS 2008 SORULARI
HAKKINDA YORUMLAR

Mayıs 2008 KPDS Soruları hakkında yapabileceğim en basit ve kesinin yorum "EZBER BOZAN SORULAR" demek olacaktır. Soruların tek tek açıklamalı çözümlerini hazırlamaya başladım ancak sorular ile ilgili yorumları şimdiden sizlerle yaylaşmak istedim.

Daha önceden de tahmin ettiğimiz gibi bu sınavda "basma kalıp bilgiler" sorulamadı. Hatta belli başlı yapıları formüller şeklinde ezberleyenleri avlayan bir sınav oldu diyebiliriz. Bunu öngörerek hazırlık yapmış ve yaptırmış olmaktan dolayı oldukça mutluyuz.

Örneğin Tense sorularının eskisi gibi "after, before, by the time, vb" gibi zaman cümlecikleri ile verilmeyeceğini ve tense sorularında zaman ifadelerinin işi yaramaktan çok yanıltıcı olacağını belirtmiştim.

ÖRNEK TENSE SORUSU:

Bu soruda zaman zarfı arayanlar "ancient" sıfatını görür görmez, Past tense olan seçenekleri düşünmüş ve (B) ve (E) seçeneklerini değerlendirmiştir.

Ancak bir cümlede fiilinin zamanı belirleyen sözcükler Zaman zarfları ve Öznelerdir

Dolayısı ile "ancient" bu cümlenin ne zaman zarfı ne de öznesidir. Bu cümlede asıl özne "The ruins" dir. Bundan dolayı "ancient" zarfı göz ardı edilmelidir.

Bağlanan diğer cümlede de genelleme yapıldığı için tense'nin present olması gereklidir.

Neden Present tense Kullanılmış ?
Bu soruda verilen iki cümlede "The ruins of troy =truva kalıntılarının" Illiad ve Odise'yi okuyanlar için ve okumayanlar için ne kadar ilgi uyandırıcı olduğu / olabileceği karşılaştırmalı olarak verilmektedir.

Ancak doğru cevap (C) seçeneğidir.

Daha detaylı açıklamalar hazırlanmaktadır.

Bu soruda da "future" sözcüğü isim olarak kullanılmıştır. Bu sözcüğü de zaman zarfı olarak değerlendirenler yanılarak (B) veya (C) seçeneklerinden birini tercih etmiş olabilirler.

Ancak doğru cevap (D) seçeneğidir.

Daha detaylı açıklamalar hazırlanmaktadır.

Devamını Okuyun / Read More >>>

KPDS Kasım 2008


SORULARI HAKKINDA YORUMLAR

Bu bölümde sadece ilk 35 soruya yer verilmiştir. Tüm soruların ayrıntılı çözümleri bir kitapçık olarak hazırlanmaktadır. KPDS KASIM 2008 SORU ÇÖZÜMLERİ KİTAPÇIĞI, Akın Dil Eğitim Öğrencilerine HEDİYE edilecektir. Ayrıca yayınlarımızla birlikte bir adet isteyiniz.

Devamını Okuyun / Read More >>>
1289540273xtjrwhG

The usual question words are WHEN, WHERE, HOW, WHY, WHAT, WHO and WHICH. Remember that the regular question pattern is : Auxiliary + Subject + Main Verb.

Do you understand?
Did he understand?
Will he understand?

When you use question words you use regular question word order after the question word.

When did he leave?
Where is he going?
How does he do it?
Why did he call you?
What is she studying?
Which book are you reading?

Place the correct question words in the blanks.

1........ does John study? At night.
2....... does Mary study? In her room.
3....... is your friend studying? English
4...... do they usually study? Three hours.
5...... does that boy study with? His friend.
6...... lesson did they study last night? The sixth lesson.

Notice the difference in intonation in the following sentences.

Are you reading? ---> What are you reading?
Did she finish? ---> When did she finish?
Is he going now? ---> When is he going now?
Did John study? ---> How long did John study?
Does she go to school everyday? ---> How does she go to school everyday?
Are they coming? ---> Why are they coming?
Did Peter read? ---> Whose book did Peter read?
Will he write often? ---> How often will he write?


Devamını Okuyun / Read More >>>

Be Able To

8:53:00 AM 0 comments

Bu konumuzda ingilizcede "be able to" konu anlatımını, örnek cümleleri, "be able to" nun nasıl, ne şekilde, nerelerde hangi anlamlarda kullanıldığını öğreneceğiz.

Be able to ingilizcede, yetekleri anlatmada kullanılan bir yapıdır. Be able to "modal yardımcı fiili" ya da "modal verb" değildir!



Be able to, ingilizcede "be" fiiline "able" (yetenekli, kabiliyetli) sıfatıyla birlikte mastar olan "to" 'nun eklenmesiyle oluşmuştur.

Örnek Cümleler:
  • He may be able to learn English.
  • İngilizce öğrenebilir.

  • You will be able to pass the exam if you study.
  • Çalışırsan sınavı geçebileceksin.

Bazı durumlarda "could" ile karıştırılabilmektedir.

Eğer birisinin bir yeteneğinden bahsediyorsak ve bunu belli bir durum için gerçekleştirmiş ise, "was/were be able to" kullanılır; could kullanılmaz.
  • Even though I'd hurt my leg, I was able to swim back to the boat.


  • Ayağımı inciltmeme rağmen, bota kadar yüzebildim.

"Be able to" Genel Yapısı

Özne + ana fiil + able + mastar



öznebe esas fiilable
sıfat
mastar
+Iamableto drive.
-Sheis notable
to drive.
isn't
?Areyouableto drive?

Be able to' nun Kullanımı

Be able to, yetekleri anlatırken ya da bir güçlüğün üstesinden gelindiğini anlatırken kullanılır.

Could ve can'in yerine de kullanılabilir. "Can" şimdiki zaman, "could" geçmiş zamanda kullanılırken, "be able to" bütün zamanlarla birlikte kullanılabilir.
  • Mary was able to finih his homework successfully.
  • Mary ödevini başarılı bir şekilde bitirebildi.

  • Mehmet was able to learn to play guitar at last.
  • Mehmet en sonunda gitar çalmayı öğrenebildi.

Etiketler: ingilizce be able to konusu, örnek cümleler, 6, 7, 8, 9. sınıf, ingilizce be able to ders konu anlatımı
Devamını Okuyun / Read More >>>


Bu sınava yabancı dil tazminatından yararlanmak isteyen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu (aylıklarını bu kanunun ek geçici maddelerine göre alanlar dahil), 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2802 sayılı Hakim ve Savcılar Kanunu, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu ve 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanununa göre çalışmakta olanlar, kadrolar karşılık gösterilmek suretiyle sözleşmeli olarak çalışan personel ile 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3/c maddesine tâbi sözleşmeli personel katılabilir. Personelinin yabancı dil bilgisi seviyesini tespit etmek isteyen diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personel de bu sınava katılabilir.


Yurtdışında Görevlendirilecek Memurların Seçim Esaslarına Dair Yönetmelik'in değişik 7. maddesi gereğince, kamu kurum ve kuruluşlarınca yurtdışı teşkilatında sürekli göreve atanacak memurlar ile diğer görevlilerin de bu sınava girmesi gerekmektedir.


Kamu kurum ve kuruluşlarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesine göre sözleşmeli statüde çalışacak;


a) Mütercim veya tercümanların işe başlatılabilmeleri için diğer şartlar yanında yabancı dil bilgilerinin asgari (B) düzeyinde,


b) Bilgiişlem çözümleyicisi ve programcılarının ise işe başlatılabilmeleri için diğer şartlar yanında İngilizce dil bilgilerinin asgari (D) düzeyinde
olması gerekmektedir. Bu nedenle, halen bu görevlerde çalışmakta olanlardan yabancı dil bilgisi seviyesini tespit ettirmek isteyenler ile söz konusu görevlerde çalışmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarına başvuruda bulunma arzusunda olan fakülte veya yüksekokul mezunları da bu sınava katılabilirler.


1996 yılında Yükseköğretim Kurulu, yurtdışına lisansüstü öğrenim görmek üzere öğrenci gönderirken adayların KPDS'den (Almanca, Fransızca veya İngilizce) en az 40 puan almalarını, 1999 yılında ise üniversitelerde araştırma görevlisi kadrosuna atanmak suretiyle yurtiçinde lisansüstü eğitim yapmak için KPDS'den en az 60 puan almalarını şart koşmuştur.


Bu koşulların daha sonraki dönemlerde de uygulanmaya konulup konulmayacağı bilinmemekle birlikte Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavına (LES) girmek isteyen adayların KPDS'ye girmeye karar verirken bu durumu da göz önünde tutmaları yararlı olacaktır. Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliğinin 2. Maddesi de LES'ten başvurulan programın puan türünde en az 45 puan alınmasını öngörmektedir.


Doktora yeterlik sınavına girebilmek veya sanatta yeterlik çalışmasını sonuçlandırabilmek için Alman, Fransız ve İngiliz dilleri dışındaki dillerden sınava girilmek isteniyorsa, bu dillerden KPDS'ye girilmesi; Doçentlik Bilim Sınavına Alman, Fransız ve İngiliz dilleri dışındaki bir yabancı dil sınavı sonucu ile başvurulmak isteniyorsa, bu dilin Üniversitelerarası Kurul tarafından kabul edilmesi ve bu dilden KPDS'de 65 veya daha yüksek puan alınmasını gerekir.


Bilim/sanat alanı bir yabancı dille ilgili olanlar, yabancı dil sınavına başka bir dilden girmek zorundadır.


Araştırma görevlisi seçme ve atama işlemlerinde yabancı dil yeterlik sınavı yerine KPDS sonuçlarının kullanılması olanağı bulunduğundan, Yükseköğretim Kurulunun 16.4.1997 tarih ve 97.13.1034 sayılı kararı uyarınca lisans programlarının son sınıfında veya son sınıftan bir önceki sınıfta okuyan öğrenciler de bu sınava girebileceklerdir.


Yükseköğretim Kurulu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dışındaki yurtdışı üniversitelerinin İngiliz Dili ve Edebiyatı, Amerikan Kültürü ve Edebiyatı, Fransız Dili ve Edebiyatı, Alman Dili ve Edebiyatı programlarından ve Almanca, Fransızca, İngilizce Öğretmenliği ile bu dillerin Mütercim-Tercümanlık programlarından mezun olan Türkiye Cumhuriyeti uyruklu öğrencilerin alacakları diplomaların denklik işlemlerinin a) mezun olunan program, yükseköğretim kurumunun bulunduğu ülkenin anadilinden farklı ise başvuru sahibinin KPDS'den en az 70 puan alması koşuluyla yapılmasına, b) mezun olunan program o ülkenin anadili ile aynı ise alınan diplomaya doğrudan denklik verilmesine karar vermiştir. Bu şartları taşıyarak Yükseköğretim Kuruluna denklik işlemleri için başvuranlara KPDS'ye girebilmeleri için bir yazı verilmektedir.


Herhangi bir kurumda çalışmamakla birlikte yabancı dil bilgisi seviyesini tespit ettirmek isteyen fakülte veya yüksekokul mezunları ile üniversitelerce kendilerinden KPDS puanı istenen öğrenciler de bu sınava katılabilir.


Devamını Okuyun / Read More >>>
1268460360Uhw38hl

Some important modals in English are: can, may, will, would, should and must.

Statements: Subjects {I} + MODAL {can} + Main Verb {go}

Questions: MODAL {can} + Subject {I} + Main Verb {go?}

Modals have no third person singular form. One form is used for all subjects: I, you, we, they, he, she, it + MODAL

Negative uses of modals:

can + not = can't {or cannot}
may + not = may not
will + not = won't
would + not = wouldn't
should + not = shouldn't
must + not = mustn't


CAN : MAY: Can- expresses ability. Can't or Cannot expresses inability. We can use can in making requests. However some people may prefer MAY and consider CAN inappropriate. We can also use MAY and CAN in giving permission. {EXAMPLE: You can leave your books here. You may leave your books here.} CANNOT, CAN'T and MAY NOT indicate permission is not given. MAY indicates possibility and probability. {EXAMPLE: She may be here. It may rain tonight}

WILL: Will indicates future time. {EXAMPLE: The class will start at 7:30 a.m.} WILL used with the first person often indicates a promise. {EXAMPLE: I will write often -means- I promise to wrote often}

WOULD: Sentences such as "She would come" or "Would she come?" suggest that fulfillment depends on some conditions. {EXAMPLE: She would come - if she had time} WOULD NOT or WOULDN'T indicates a negative attitude.

SHOULD: Should indicates obligations and necessity. {EXAMPLE: You should study more} SHOULD NOT or SHOULDN'T indicates an obligation not to do something when it is used in a negative statement. {EXAMPLE: You shouldn't drive so fast} Questions introduced by SHOULD ask for advice. Those introduced by SHOULDN'T offer suggestions. {EXAMPLE: Should I call this late? -means-Do you think I should call?}

MUST: Must indicates a strong sense of obligation. {EXAMPLE: You must report to headquarters.} MUST NOT or MUSTN'T indicates a strong sense of obligation not to do something. {EXAMPLE: You must not call after midnight}


Devamını Okuyun / Read More >>>
1289255101EQeqEuC

While there are certainly many more varieties of English, American and British English are the two varieties that are taught in most ESL/EFL programs. Generally, it is agreed that no one version is "correct" however, there are certainly preferences in use. The most important rule of thumb is to try to be consistent in your usage. If you decide that you want to use American English spellings then be consistent in your spelling (i.e. The color of the orange is also its flavour - color is American spelling and flavour is British), this is of course not always easy - or possible. The following guide is meant to point out the principal differences between these two varieties of English.

Use of the Present Perfect

In British English the present perfect is used to express an action that has occurred in the recent past that has an effect on the present moment. For example:

I've lost my key. Can you help me look for it?

In American English the following is also possible:
I lost my key. Can you help me look for it?

In British English the above would be considered incorrect. However, both forms are generally accepted in standard American English. Other differences involving the use of the present perfect in British English and simple past in American English include already, just and yet.

British English:

I've just had lunch
I've already seen that film
Have you finished your homework yet?

American English:

I just had lunch OR I've just had lunch
I've already seen that film OR I already saw that film.
Have your finished your homework yet? OR Did you finish your homework yet?

Possession

There are two forms to express possession in English. Have or Have got

Do you have a car?
Have you got a car?
He hasn't got any friends.
He doesn't have any friends.
She has a beautiful new home.
She's got a beautiful new home.

While both forms are correct (and accepted in both British and American English), have got (have you got, he hasn't got, etc.) is generally the preferred form in British English while most speakers of American English employ the have (do you have, he doesn't have etc.)

The Verb Get

The past participle of the verb get is gotten in American English. Example He's gotten much better at playing tennis. British English - He's got much better at playing tennis.

Vocabulary

Probably the major differences between British and American English lies in the choice of vocabulary. Some words mean different things in the two varieties for example:

Mean: (American English - angry, bad humored, British English - not generous, tight fisted)

Rubber: (American English - condom, British English - tool used to erase pencil markings)

There are many more examples (too many for me to list here). If there is a difference in usage, your dictionary will note the different meanings in its definition of the term. Many vocabulary items are also used in one form and not in the other. One of the best examples of this is the terminology used for automobiles.

American English - hood
British English - bonnet
American English - trunk
British English - boot
American English - truck
British English - lorry
Once again, your dictionary should list whether the term is used in British English or American English.

For a more complete list of the vocabulary differences between British and American English use this British vs. American English vocabulary tool.

Prepositions

There are also a few differences in preposition use including the following:

American English - on the weekend
British English - at the weekend
American English - on a team
British English - in a team
American English - please write me soon
British English - please write to me soon
Past Simple/Past Participles

The following verbs have two acceptable forms of the past simple/past participle in both American and British English, however, the irregular form is generally more common in British English (the first form of the two) and the regular form is more common to American English.

Burn
Burnt OR burned
Dream
dreamt OR dreamed
Lean
leant OR leaned
Learn
learnt OR learned
Smell
smelt OR smelled
Spell
spelt OR spelled
Spill
spilt OR spilled
Spoil
spoilt OR spoiled
Spelling

Here are some general differences between British and American spellings:

Words ending in -or (American) -our (British) color, colour, humor, humour, flavor, flavour etc.
Words ending in -ize (American) -ise (British) recognize, recognise, patronize, patronise etc.

The best way to make sure that you are being consistent in your spelling is to use the spell check on your word processor (if you are using the computer of course) and choose which variety of English you would like. As you can see, there are really very few differences between standard British English and standard American English. However, the largest difference is probably that of the choice of vocabulary and pronunciation.


SPELLING

Most dictionaries include both spellings and will make note of the two spellings. Usually the differences are noted in one of two ways:

In many US dictionaries the difference is included in the headword with the variation in parentheses:

For example colo(u)r

In British Dictionaries, the Dictionary makes note of the difference in brackets immediately after the headword:

For example watch, plural watches; glass, plural glasses

The table provides a list of the main differences between British and American spelling:

British -American
-our (honour) -or (honor)
-re (centre) -er (center)
-ogue (dialogue) -og (dialog)
-ence (defence) -ense (defense)
-ise 1 (recognise) -ize (recognize)

American English spelling sometimes does not double the consonant at the end of a word, while British English spelling does, especially when the consonant is an 'l'.

For example travel, traveller, travelling (British) and travel, traveler, traveling (American)

*about.com

Devamını Okuyun / Read More >>>
vlSYx7raNGcHwP4vZg

A: Good morning. Alpha Airlines.
B: Reservations please.

A: That line is busy. Will you wait?
B: Yes.

A: I can ring for you now.
C: Reservations. May I help you?

A: Yes, I want to make reservations to Atlanta on June 2, on a flight after 5 o'clock if possible.
B: I can give you something on Flight 549 leaving at 4:45 p.m., or Flight 864 leaving at 5:53.

A: What time do they get in?
C: Flight 549 is due in Atlanta at 7:51 p.m., and Flight 864 at 8:50 p.m.

B: Do they serve dinner on both flights?
C: Yes, sir.

B: I'll take the earlier one, then.
C: Flight 549. All right, sir. Do you wish a return reservation?

B: No, one way.
C: That's a party of one?
B: Yes.
C: May I have your name, please?
B: Nicholes Bateman.
C: And the telephone where we can reach you during the day?
B: .....

C: Thank you. That's Mr. Nicholas Bateman, Flight 549 to Atlanta, June 2, leaving at 4:45 p.m. Can you pick up your ticket before 6 p.m. on May 31, please?
B: Yes, I'll do that.
C: Thanks very much, then, sir. And thank you for calling Alpha.



Devamını Okuyun / Read More >>>
1281670118CUsPjnr

Clerk: May I help you sir?

John: Yes, I'm looking for a suit, size forty.

Clerk: Yes, sir. I'll be glad to show you some. Any particular color?

John: I'd like something in gray or blue.

Clerk: This is your size here. These are all good. Here's a nice gray one.

John: That's not as dark as I wanted.

Clerk: You want a darker gray? Is this more the color you had in mind?

John: Yes, that looks more like it.

Clerk: Take off you coat and try this one one.

John: The sleeves are not long enough.

Clerk: Try this one, then. The style is different and it'll probably fit better.

John: Yes, this one feels comfortable. The sleeves are O.K. , too.

Clerk: Yes, that does look good. I don't think it will need any alterations. Would you like to go in the dressing room and put on the trousers.

John: Well, let me take a look at this blue suit over here first. Oh, this price tag says $49.50. Are they all expensive as that?

Clerk: No, the gray one is only $39.95. The blue one is more expensive because it's lined. The material is the same.

John: Well, let's see about the trousers of the gray one, then.

Clerk: All right. Here they are. Go in that dressing room over there and put them on. Then come back here. I'll have the tailor see about the length.

John: Is there a charge for having the cuffs fixed?

Clerk: No, sir. There is no charge for having trouser cuffs fixed. There is anything else you need - slacks, shirts, ties?

John: Well, I need shirt.

Clerk: What size?

John: Fifteen and a half.

Clerk: A sport shirt or a dress shirt?

John: Just a plain white shirt.

Clerk: How about this one?

John: That looks fine. How much is it?

Clerk: $4.98

John: All right. I'll take it. Now how much is it at all?

Clerk: The suit's $40.75, with tax, and the shirt is $5.08. That's $45.83. Is that cash or credit card?

John: Cash, but I'll give you a check if it's all right.

Clerk: Yes, that'll be fine. You can pick up the suit any time Friday. Or would you like us to send it?

John: I'll pick it up, but I'll take the shirt now.

Clerk: Thank you very much, sir. Come back to see us.

Devamını Okuyun / Read More >>>


CÜMLE TAMAMLAMA SORULARINA FARKLI BİR BAKIŞ

Bu bölümde başarılı olabilmek için İngilizce gramer düzeyinin iyi olması gereklidir ve her konun çözümü için ayrı tekniklere ihtiyaç vardır. Gerekli tüm detaylar ve

"İKİ SEÇENEKTEN HEP YANLIŞ OLANI SEÇİYORUM!"

Eğer KPDS veya ÜDS sınavlarının cümle tamamlama sorularında genellikle iki seçenek arasında kalıyor ve hangisinin cümleyi tamamlayabilecek en doğru seçenek olduğuna karar veremiyorsanız, o zaman gramer bilginiz veya kelime bilginiz size yardımcı olamıyor demektir.

Cümle tamamlama soruları 26 -35 sorular arasında olan bölümdür ve bu bölümün asıl amacı dilbilgisi becerilerinizi sınamak ve birbirine bağlı tam ve yan cümleler (clauses) arasında bağlantı kurup kuramadığınızı ölçmektir. Genellikle kurslarda eğer gramer bakımından açıklama yapılamıyorsa ".....geriye kalan seçenekler arasından anlam bakımından (A) seçeneği doğrudur ve diğer çeldirici seçenek ise anlam bakımından yanlıştır...." deniyor.

Doğal olarak aday da yanlış yapmış ise "... anlamadığım için tabi ki yanlış yapmışım ...." diye düşünüyor.

Cümle tamamlama sorularında dilbilgisi (gramer) kurallarından sonra en önemli soru şudur :
"EN İYİ TAMAMLAYICI CÜMLE HANGİSİDİR ?"
Bu soruyu cevaplayabilmek için soruda verilen cümlenin veya cümleciğin ne olduğuna ve tamamlanmak için neye ihtiyaç olduğuna bakmak gereklidir.

Yani, sorulan değil de, verilen bilginin dinleyici için ne kadar yeterli olduğuna bakmak gereklidir.




Devamını Okuyun / Read More >>>


Başvurma Belgesi, Aday Bilgi Formu, Kayıt Kartı ve Aday Fişi olmak üzere üç kısımdan oluşmaktadır. Başvurma Belgesinin Aday Bilgi Formu kısmı yumuşak siyah bir kurşunkalemle, diğer kısımlar ise dolmakalem veya tükenmezkalemle bizzat adayın kendisi tarafından doldurulur.


Başvurma Belgesinin Aday Bilgi Formu kısmı ÖSYM'de optik okuyucularla okunur. Bu nedenle bu kısmın yumuşak siyah bir kurşunkalemle doldurulması gerekir. Aday Bilgi Formunun doldurulmasında iki ayrı işlem bulunmaktadır. Birinci işlem istenen bilgilerin yazılması, ikinci işlem ise yazılan bilgilerin kodlanmasıdır. Yazma işlemi, kodlamanın kolay ve yanlışsız yapılmasına yardımcı olmak üzere bilginin ayrılan kutulara BÜYÜK HARFLERLE yazılmasıdır. Kodlamada yapılacak iş, kutulara yazılan harf veya rakamların her kutunun altında bir sütun halinde sıralanmış olan kutucuklarda bulunması ve bu kutucukların kurşunkalemle dışarıya taşırılmadan karalanmasıdır. Aday Bilgi Formunda her sütunda sadece bir kutucuğun karalanmış olmasına dikkat edilmelidir. Optik okuyucular yazılan yazı ve rakamları değil, kodlama işaretlerini kayıtlara aktarabilen araçlardır. Bu nedenle, Aday Bilgi Formuna yazılan fakat kodlanmayan bilgiler bilgiişlem kayıtlarına geçmeyeceğinden geçersiz sayılır ve işlem görmez. Yapılan kodlama yanlışlarından doğacak sonuçların bütün sorumluluğu adaylara aittir.


Başvurma Belgesine adı, soyadı, baba adı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi kimlikle ilgili bilgiler yazılırken nüfus cüzdanlarındaki kayıtlara uyulması gerekir.
Başvurma Belgesi teslim edildikten sonra bu belgedeki kimlik bilgilerine ilişkin değişiklik isteklerine, ilgili resmi makamlardan alınacak belgelerin eklenmesi zorunludur.

ADAY BİLGİ FORMU
Başvurma Belgesinin bu kısmında sıra numarasıyla belirtilmiş bilgi alanları vardır. Her alanın başında, o alanın sıra numarası ve o alana yazılması ve kodlanması gereken bilgilerin ne olduğu yazılıdır. Bu alanların doldurulmasına ilişkin açıklamalar ilgili dönemin KPDS Kılavuzunda sırasıyla aynı başlıklar altında verilmiştir. Kılavuzdaki bu açıklamalar dikkatle okunduktan sonra doldurma işlemine geçilmelidir.

KAYIT KARTI
Başvurma Belgesinin bu kısmında ayrılan yerlere adaylar kimlik bilgileri ile istenen diğer bilgileri dolmakalem veya tükenmezkalemle, büyük harflerle, okunaklı bir şekilde yazacaklardır. Kimlikle ilgili bilgiler yazılırken nüfus cüzdanındaki kayıtlara uyulacaktır.


Kayıt Kartı üzerine yapıştırılacak fotoğrafla ilgili olarak aşağıdaki kurallara uyulması zorunludur:
a) Cepheden, son altı ay içinde, başı açık, adayı kolaylıkla tanıtabilecek şekilde çekilmiş net bir fotoğraf olmalıdır. Sınav günü bu fotoğraftaki saç, bıyık, makyaj gibi tanınmada önemli rol oynayacak görünüm özelliklerinde bir değişiklik olmamasına dikkat edilmelidir. Salon Başkanı fotoğraftan yararlanarak adayın kimliğini belirlemekte güçlük çektiği takdirde adayı sınava almayabilir.


b) Numaralı bile olsa camları renkli gözlükle çekilmiş fotoğraflar kesinlikle kullanılmamalıdır. Gözlük camı renkli ise gözlüksüz fotoğraf çektirilip kullanılması gerekir.


c) Fotoğraf mümkünse bir katı sıyrılarak inceltilmeli, yapıştırılacak alandaki çerçeve büyüklüğünde kesilmeli, kaliteli bir yapıştırıcı kullanılarak iyi ve temiz bir şekilde yapıştırılmalıdır. Yapıştırıcı, fotoğrafın dışına taşmamalıdır.
Kayıt Kartına başı örtülü, yukarıdaki niteliklere uymayan fotoğraf yapıştıran adayların başvuruları kabul edilmez.


Fotoğraflar bilgisayar ortamına aktarılacağından, fotokopi ve benzeri yollarla çoğaltılmış fotoğraf kullanılmamalı, çok koyu ve arkadan ışık verilerek çekilen fotoğraflardan kaçınılmalı; renkli fotoğraflarda arka zeminin koyu renk, özellikle siyah ve kırmızı olmamasına, mümkünse fon renginin beyaz veya sarı olmasına dikkat edilmelidir. Fotoğrafların yapıştırıldıktan sonra düşmemesi için fotoğrafı alt kısmından (yüzü kapatmayacak biçimde) şeffaf selobant ile bantlayarak önlem alınmalı, olasılık az bile olsa herhangi bir nedenden dolayı fotoğrafın düşmesi halinde tanınmayı sağlamak için yapıştırılmadan önce fotoğrafın arka yüzüne T.C. Kimlik Numarası, ad ve soyadı fotoğraf zedelenmeden yazılmalıdır.
Başvurma Belgesinin geçerli sayılabilmesi için, belgenin ilgili aday tarafından imzalanmış olması şarttır. Buraya atılacak imzanın her zaman kullanılan ve değişmeyen nitelikteki imza olmasına dikkat edilmelidir. İmzalanmamış belgeler işleme konmaz.


Kayıt Kartının arka yüzünde yazışma adresinin yazılması için bir yer ayrılmıştır.

Aday Bilgi Formunun arka yüzüne yazılmış olan adresin adaylarca, buraya da okunaklı bir şekilde yazılması gerekir.


Aday Bilgi Formu ve Kayıt Kartına yazılan bilgilerin birbirinin aynı olmasına, bunlar arasında tutarsızlık bulunmamasına ve Kayıt Kartında istenen tüm bilgilerin eksiksiz ve doğru olarak doldurulmasına dikkat edilmelidir.
Kayıt Kartının arka yüzünde, adayların çalıştıkları kurumdaki veya okudukları üniversitedeki yetkililere onaylatmaları gereken bir yer ayrılmıştır. Adaylar bu yeri, onaylattıkları günün tarihini yazdırmak, imzalatmak ve mühürletmek suretiyle onaylatacaklardır

ADAY FİŞİ

Başvurma Belgesinin bu kısmına, T.C. Kimlik Numarası, ad ve soyadı bilgileri yazılarak imzalanır. Başvurma Belgesi teslim edilirken İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerince veya Üniversite Rektörlüklerince ilgili alan onaylanacak, Aday Fişi adaya geri verilecektir. Adayların sınavla ilgili ÖSYM ile yapacakları tüm yazışmalarda T.C. Kimlik Numaraları kullanılacağından, Aday Bilgi Formunda yazılıp kodlanan bu numaranın Aday Fişine de doğru olarak yazılması büyük önem taşımaktadır. Aday ileride başvurma işlemini zamanında yaptığını kanıtlamak zorunda kalabilir. Bu nedenle adayların, ADAY FİŞİ'ni saklamaları yararlarına olacaktır.


Devamını Okuyun / Read More >>>
cjMS8AiWU2KT

Remember that THE SIMPLE PAST TENSE describes an action which took place at a definite time in the past. THE PRESENT PERFECT TENSE emphasizes the effects of a past action. It does not point to a definite past time.

I ---> have ---> studied.
He ---> has ---> studied.

Study these sentences:

I have studied my lesson { Present Perfect}
I studied my lesson { Simple Past}

He has taken an examination {Present Perfect}
He took an examination { Simple Past}

They have called a taxi { Present Perfect}
They called a taxi at ten o'clock {Simple Past}

He has answered the e-mail {Present Perfect}
He answered the letter Monday {Simple Past}


To form the negative, place NOT after the auxiliary verb.

I have studied my lesson ---> I have not studied my lesson ---> I haven't studied my lesson

He has gone to town ---> He has not gone to town ---> He hasn't gone to town

They have taken the examination ---> They have not taken the examination ---> They haven't taken the examination.

To form a question, place the auxiliary verb before the subject.

I have studied my lesson ---> Have I studied my lesson?

He has gone to town ---> Has he gone to town?

They have taken the examination ---> Have they taken the examination?

Devamını Okuyun / Read More >>>